26 Ekim 2010 Salı

Şimdi ben neden öfkelendim?

Bizi çileden çıkartan olaylar vardır ya, hani çığlık çığlığa bağırmak isteriz. Bazen haince planlar kurarız intikam almak için, ya da o kızdığımız kişiyi karşımıza alır defalarca konuşmalar yaparız, saatler süren. Her birinde başka bir noktadan "lafı gediğine oturtan".
Öfkeniz tamamen geçtikten sonra, hiç dönüp baktınız mı o sahneye "Ben şimdi burada neden delirdim?" diye. Tavsiye ederim bir bakın. Bazen öyle komik nedenler yatıyor ki altında.

Evle ilgili konular bazen çok kızdırıyor beni mesela. Hani bardakların ortada bırakılması, çorapların yere atılması falan gibi tanıdık konular... Sorup durdum kendime, "şimdi bana ne oldu?" diye. İşte kendimle yaptığım konuşma:
- Düzenim bozuldu.
* Düzenin bozulursa ne olur?
- Herşey karışır.
* Herşey karışırsa ne olur?
- İşler içinden çıkılmaz olur?
* Öyle olursa ne olur?
- Kaybolurum.

Nasıl yani? Ortada 1 bardak kalırsa ben kaybolacağımı sanıyorum. İnanılmaz.
Ben kendi yolumu kendim bulurum.
Benim yolumu bulmam için düzene sarılmama gerek yok.

Ya tartışmalar? En ateşli tartışmaların ortasında derin bir nefes alıp "Peki," demeyi denediniz mi hiç karşınızdakine, "ben yenilmeyi kabul ediyorum."
Hiç sordunuz mu içinize, "ben bu tartışmada yenilirsem bana ne olacağını zannediyorum?" diye?

Ben kendimi güçsüz olduğum halimle kabul ediyorum.
Ben kendimi yenilmiş halimle seviyorum.

13 Ekim 2010 Çarşamba

Herşeyin zıddı

Malum, oyunun adı dualite... Herşey kendi zıddını içinde barındırır. Yani okulda bize anlatılan hali ile eğer ölüm olmasaydı, yaşamın ne demek olduğunu bilemezdik, hiç karanlık olmasaydı aydınlık nedir anlamazdık, vb...

Bu aralar temizlemeye çalıştığım her sahnede cezalandırılma korkusu çıkıyor karşıma. En başta da "Allah cezalandırır." imgesi... Farkettim ki, cezalandırılma korkusunu çalışıyorum, ama yanıbaşında da takdir edilmeme korkusu çıkıyor. Yani takdir edilmek istiyoruz, o güzel, ama cezalandırılmak kötü... Dualite...

Cehennemi istemiyorsak eğer, maalesef cennetten de vazgeçmemiz gerekiyor bu durumda... Mutlak sevgi için ceza kadar ödülden de vazgeçmek.

Peki bu kavram yeni mi? Çoooooook eski:

Cennet cennet dedikleri
Birkaç köşkle birkaç huri
İsteyene ver anları
Bana seni gerek seni...

Yunus Emre

6 Ekim 2010 Çarşamba

Bir kıtlık yaratmak

Sevgimizle olduğu kadar zihnimizle de yaratım yapıyoruz... Aklımıza gelip başımıza gelen tüm o fena şeyler bu yaratımdan kaynaklanıyor, deriz ya hep. İşte ben bunu yaşadım.

Şimdi malum, şu naylon torba kullanmayalım da doğayı koruyalım akımı var. Benim de aklıma yatıyordu bu iş, israftan kaçalım, ne olacak bir bez torba atıvermeye bakar bu iş falan diye...

Son zamanlarda da çantamda bez torbam büyük bir gösterişle çıkartıveriyorum alışveriş merkezlerinde falan... Bas bas bağırıyor altından egom, ben de hizmet ediyorum ona farkında değilim tabii:
- Ben kültürlü ve bilinçli bir anneyim.
- Doğayı koruyorum, sosyal sorumluluğumu yerine getiriyorum.
- Ben sizden daha duyarlı bir insanım.
- Üstelik planlı- programlı ve organizeyim.

Bez torbam çantamda aslında ama market alışverişlerimi internetten yapıyorum falan aslında eve giren naylon torba miktarını en fazla yarı yarıya azaltabilirim bu hareketle diye de düşünüyordum içten içe...

Ta ki...

Evde 3 tane naylon torba kalmadığını farkedene dek.

Matematiksel olarak bu torbaların evde tükenmesine imkan yok. Hani eve giren naylon torba miktarı harcama miktarı ile kıyaslanınca, benim hala torba atıyor olmam falan lazım... Ama yok. Torba kıtlığına girdik.

İşte Evren'den güm diye bir mektup. Her türlü ego girişimi kıtlıkla sonlanmaya mahkumdur. Yapılan hareket sözde iyi niyetli bile olsa, korku motivasyonu ile atılmış her adım, bizi evrenin bolluk ve bereketinden, sevgi yolundan uzaklaştıracaktır.

Herşeyden önce

- Ben kültürümden, bilincimden ve anneliğimden güç almayı bırakıyorum.
- Hiç kimseyi veya hiçbir şeyi kurtaramayacağımı kabul ediyorum. Herkes kendinden sorumludur, herkes kendini kurtarmakla yükümlüdür.
- Ben geleceği öngörmeye çalışmaktan, önlem almaktan vazgeçiyorum. Ben An'da yaşamaya ve An'da olmaya geçiyorum.

ve son olarak da

Ben EVREN'in bana sunduğu her türlü bolluk ve bereketi KABUL ediyorum, naylon torba olsa da.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...