Öfkeniz tamamen geçtikten sonra, hiç dönüp baktınız mı o sahneye "Ben şimdi burada neden delirdim?" diye. Tavsiye ederim bir bakın. Bazen öyle komik nedenler yatıyor ki altında.
Evle ilgili konular bazen çok kızdırıyor beni mesela. Hani bardakların ortada bırakılması, çorapların yere atılması falan gibi tanıdık konular... Sorup durdum kendime, "şimdi bana ne oldu?" diye. İşte kendimle yaptığım konuşma:
- Düzenim bozuldu.
* Düzenin bozulursa ne olur?
- Herşey karışır.
* Herşey karışırsa ne olur?
- İşler içinden çıkılmaz olur?
* Öyle olursa ne olur?
- Kaybolurum.
Nasıl yani? Ortada 1 bardak kalırsa ben kaybolacağımı sanıyorum. İnanılmaz.
Ben kendi yolumu kendim bulurum.
Benim yolumu bulmam için düzene sarılmama gerek yok.
Ya tartışmalar? En ateşli tartışmaların ortasında derin bir nefes alıp "Peki," demeyi denediniz mi hiç karşınızdakine, "ben yenilmeyi kabul ediyorum."
Hiç sordunuz mu içinize, "ben bu tartışmada yenilirsem bana ne olacağını zannediyorum?" diye?
Ben kendimi güçsüz olduğum halimle kabul ediyorum.
Ben kendimi yenilmiş halimle seviyorum.
Yenmek ve yenilmek doğl bir süreçtir. Bir konuda yenilebilirsin ama bir konuda yenersiniz.
YanıtlaSilÖnemli olan yenilmeyi kabul etmek ya da sürekli yenmeye çalışmamak. Yenince hissedilen o coşkulu hissi bırakmak. Yeneceğim diye herkesin boğazına çökmemek. Sürekli yenme çabasını bırakmak. Böyle yazınca çok sert oldu, anlatması zor. Yenmek ve yenilmenin aynı güzellikte olması diyelim...
YanıtlaSilDoğarken ağelamışım, bari ölürken gülümseyeyim...
YanıtlaSilBayramınızı en içten dileklerimle kutlarım.
YanıtlaSil