Para ile ilgili çok çalıştım... Para ile ilgili içimdeki pek çok kayıt/ paradigma konusunu fark etmeye uğraştım. Para kazanmak, kazanamamak, bolluk, parasızlık korkusu, para - güç ilişkisi, para - başarı ilişkisi...
Paranın nefes gibi olduğunu, ihtiyacımız olduğunda bizim için yeterli miktarda para olacağını, biriktirme, saklama çabalarının para akışını tıkadığını...
Dediğim gibi, para konusunda çok çalıştım...
Yine de bugün oğlumun okul seçimi konusunu kafamdan tekrar geçirirken kendimi beğenmeyen yanım içimden "Paran kadar konuş" dedi bana...
Yolun ne kadar başında olduğumu anladım bir daha... Son derece "aşağılayıcı" bir kayıt daha içimden çıkan...
PARAN KADAR KONUŞ.
Demek ki, paran yoksa konuşamazsın, hakkını savunamazsın... Paran yoksa talep edemezsin.
Para sadece güç değil yani... Özgürlüğe açılan kapı imiş zihnimde... Sadece, "çalışarak para kazanmak" zorunda olmanın getirdiği "günü kaybetme" mecburiyetinden de değil... Günün geri kalan zamanlarında da paran yoksa yoksun...
Oysa ki, benim konuşmam, haklarımı savunmam, özgürlüğüm param ile ilgili değil. Ben her halimle istediğim kadar konuşabilirim, sadece konuşmakla kalmam içinde bulunduğum ve beğenmediğim bir durumu değiştirebilir ya da kabul edebilirim.
Sevgili "Paran kadar konuş" kaydım, seni görüyorum. Bugüne kadar bana hizmet ettin, teşekkür ederim. Artık sana ihtiyacım kalmadı... Seni hiç yaratılmamış hale gelene kadar ışıkla yıkıyor ve uğurluyorum.
Paranın nefes gibi olduğunu, ihtiyacımız olduğunda bizim için yeterli miktarda para olacağını, biriktirme, saklama çabalarının para akışını tıkadığını...
Dediğim gibi, para konusunda çok çalıştım...
Yine de bugün oğlumun okul seçimi konusunu kafamdan tekrar geçirirken kendimi beğenmeyen yanım içimden "Paran kadar konuş" dedi bana...
Yolun ne kadar başında olduğumu anladım bir daha... Son derece "aşağılayıcı" bir kayıt daha içimden çıkan...
PARAN KADAR KONUŞ.
Demek ki, paran yoksa konuşamazsın, hakkını savunamazsın... Paran yoksa talep edemezsin.
Para sadece güç değil yani... Özgürlüğe açılan kapı imiş zihnimde... Sadece, "çalışarak para kazanmak" zorunda olmanın getirdiği "günü kaybetme" mecburiyetinden de değil... Günün geri kalan zamanlarında da paran yoksa yoksun...
Oysa ki, benim konuşmam, haklarımı savunmam, özgürlüğüm param ile ilgili değil. Ben her halimle istediğim kadar konuşabilirim, sadece konuşmakla kalmam içinde bulunduğum ve beğenmediğim bir durumu değiştirebilir ya da kabul edebilirim.
Sevgili "Paran kadar konuş" kaydım, seni görüyorum. Bugüne kadar bana hizmet ettin, teşekkür ederim. Artık sana ihtiyacım kalmadı... Seni hiç yaratılmamış hale gelene kadar ışıkla yıkıyor ve uğurluyorum.
facebookun ilk çıktığı günlerde saçma bir test vardı. sana bir kelime veriyor ve altında 3-4 resim o kelime hangi resmi çağrıştırıyorsa ona tıklıyorsun filan... Ben özgürlük kelimesine para fotoğrafını tıklamıştım. bugün para kazanmak için özgürlüğümüzü kısıtlıyoruz peki kazandığımız parayla özgürlüğümüzü satın alabiliyor muyuz?
YanıtlaSilBir başka soru da, insan olarak aslında zaten özgür olduğumuzu anlamak için kaç fırın ekmek yememiz gerekiyor... :)
Sil