Yol arkadaşım, dostum Ebru, çaba ile ilgili bir yazı yazmış. Bir blog açsın buradan paylaşacağım bu yazıyı da. Bu yazı beni sorumluluklar üzerine düşünmeye sevk etti.
TDK'ya göre sorumluluk tanımı şöyle:
"Kişinin kendi davranışlarını veya kendi yetki alanına giren herhangi bir olayın sonuçlarını üstlenmesi, sorum, mesuliyet"
Google'da aradım, bir de şöyle bir tanım buldum:
"Bireyin uyum sağlaması, üzerine düşen görevleri yerine getirmesi ve kendine ait bir olayın başkaları üzerindeki etkilerinin sonuçlarını üstlenmesi, başkalarının haklarına saygı göstermesi ve kendi davranışının sonuçlarına sahip çıkabilmesi"
Günlük kullanımda sorumluluk kelimesini daha çok "yapmamız gereken işler, hesap vermemiz gereken kişiler" anlamında kullanıyoruz sanki. Eşimizden, çocuklarımızdan yakınmalarımızın başında "sorumluluk almıyor" geliyor. Yani?
- Benim istediklerimi, benim istediğim zamanda, benim istediğim şekilde yapmıyor...
En azından benim için böyle. Her ailede öyle ya da böyle, eşit dağılmış olsun ya da olmasın bir iş bölümü vardır. Bunlar geleneksel roller olabilir ya da tamamen farklı olabilir.
Hadi dürüst olalım, tüm vücut dilimiz "mutfağımdan çık, ayak altında dolaşma" diye bağırırken nasıl olur da eşimizin bize yardım etmesini bekleriz?
Yine de benim aslında yazmak istediğim konu kendi üzerimize aldığımız sorumluluklar...
Bu sorumluluklar hem bir çeşit bağımlılık hem de duruma göre bahane olarak gayet güzel kullanılabiliyorlar.
Bir düşünün "sorumluluklarınız" için ne fedakarlıklarda bulunuyoruz? Bu liste bağımlılıklarımızı görmek için çok güzel bir araç değil mi? Bu liste aynı zamanda yapmak istemediğimiz, korktuğumuzu kendimize itiraf etmediğimiz, dürüstçe reddetmediğimiz, kendimizi layık görmediğimiz konular için güzel bir sığınak değil mi?
Gerçekten de evde yemek yapmam gerektiği için mi o toplantıya gitmedim?
Gerçekten de çocuğum sık hasta olduğu için mi o düzenli iş teklifini kabul etmedim?
Gerçekten de ailemin bana ihtiyacı olduğu için mi onları bırakıp seyahate çıkmıyorum?
TDK'ya göre sorumluluk tanımı şöyle:
"Kişinin kendi davranışlarını veya kendi yetki alanına giren herhangi bir olayın sonuçlarını üstlenmesi, sorum, mesuliyet"
Google'da aradım, bir de şöyle bir tanım buldum:
"Bireyin uyum sağlaması, üzerine düşen görevleri yerine getirmesi ve kendine ait bir olayın başkaları üzerindeki etkilerinin sonuçlarını üstlenmesi, başkalarının haklarına saygı göstermesi ve kendi davranışının sonuçlarına sahip çıkabilmesi"
Günlük kullanımda sorumluluk kelimesini daha çok "yapmamız gereken işler, hesap vermemiz gereken kişiler" anlamında kullanıyoruz sanki. Eşimizden, çocuklarımızdan yakınmalarımızın başında "sorumluluk almıyor" geliyor. Yani?
- Benim istediklerimi, benim istediğim zamanda, benim istediğim şekilde yapmıyor...
En azından benim için böyle. Her ailede öyle ya da böyle, eşit dağılmış olsun ya da olmasın bir iş bölümü vardır. Bunlar geleneksel roller olabilir ya da tamamen farklı olabilir.
Hadi dürüst olalım, tüm vücut dilimiz "mutfağımdan çık, ayak altında dolaşma" diye bağırırken nasıl olur da eşimizin bize yardım etmesini bekleriz?
Yine de benim aslında yazmak istediğim konu kendi üzerimize aldığımız sorumluluklar...
Bu sorumluluklar hem bir çeşit bağımlılık hem de duruma göre bahane olarak gayet güzel kullanılabiliyorlar.
Bir düşünün "sorumluluklarınız" için ne fedakarlıklarda bulunuyoruz? Bu liste bağımlılıklarımızı görmek için çok güzel bir araç değil mi? Bu liste aynı zamanda yapmak istemediğimiz, korktuğumuzu kendimize itiraf etmediğimiz, dürüstçe reddetmediğimiz, kendimizi layık görmediğimiz konular için güzel bir sığınak değil mi?
Gerçekten de evde yemek yapmam gerektiği için mi o toplantıya gitmedim?
Gerçekten de çocuğum sık hasta olduğu için mi o düzenli iş teklifini kabul etmedim?
Gerçekten de ailemin bana ihtiyacı olduğu için mi onları bırakıp seyahate çıkmıyorum?
Ah Baharcım, sorumlulukla bahaneyi birbirine karıştırmamızı ne güzel ele almışsın. Özellikle yazının sonundaki örnek ifadelerde. Sadece bu sorumluluk kisvesi altındaki bahaneleri bırakabilsek hayat cennet olur cennet. En azından kendimize dürüst mesajlar verdiğimiz için rahat nefes alınabilen bir mekan halini alır!
YanıtlaSilEbru