Oğlum anaokuluna başladı. Hayatımızda yepyeni bir evre. İlgi çevrelerinde bu durumla ilgili en çok sorulan soru: "Çocuk bu sürece hazır mı?" Önemli tabii, ama gözardı edilen başka bir soru daha var: "Anne bu sürece hazır mı?"
Zaten çalışan, başka imkanı olmayan, şartları mecbur kılan aileleri dışarda bırakıyorum bu sorgulamada. Benim durumumu ele alalım, evdeyim, çocuğum gözümün önünde, istediğim zaman gidip ona sarılabilirim, oynayabilirim, ne yediğini, ne yemediğini görebilirim, menüsünü kendim tayin ederim... vb. vb.
Ne zaman ki tam gün anaokulu meselesi gündeme geldi, benim içimde de fokurdamalar başladı. Geceleri uyurken sarılma ihtiyacı, birlikte geçirdiğimiz zamanlara daha fazla önem atfetmek, aşırı bir duygusallık.
Okula başladı mı, çocuk bir anlamda sizin KONTROLünüzden çıkıyor. Yaaa, kontrol. Neyi kontrol edebilirsiniz? Size AİT olan şeyi.
Hadi itiraf edelim, çocuklarımız aile bağları ile bağlı olduğumuz kişiler değil, onlara bağımlıyız. Alkol, sigara gibi değil belki, ama onlarsız bir hayat düşünebiliyor muyuz? Allah korusun. Sadece bu duygu bile kaybetme korkusunu tetikleyen bir unsur. Daha anaokuluna başlatırken bile ufak çaplı da olsa bir ayrılma anksiyetesi yaşıyor anneler.
Bunun paravanı: okulun ilk gününü abartmalar, oğlum/ kızım artık okullu oldu diye sağda solda övünmeler, aşırı abartılı bir "en iyisini" seçme gayreti.
Bunun izdüşümü: Çocuktaki okula gitme konusundaki isteksizlik, uyum güçlükleri
Bağımlılıklarda 2 taraf, karşılıklı fayda vardır. Çocuklarımız bize muhtaç oldukça biz de onlardan sevgi alırız, güç alırız. Çocuklarımızı bağımsız kıldıkça onlardan aldığımız sevgi azalacakmış gibi. Biz zaten seviliyoruz, çünkü sevgi içimizde.
Bunu kuşlar bile biliyor, uçmayı öğrensinler diye yuvadan atabiliyorlar yavrularını, onların iyiliği için, kendilerinin iyiliği için...
Ama hala yüreğim elvermiyor "Ben oğlumla bağlarımı bırakmaya niyet ettim" demeye. Sadece şu kadarını söyleyeceğim:
- Ben oğlumun da bağımsız bir ruh olduğunu kabul ediyorum.
- Ben sevgiyi dışarda aramayı bırakıyorum, çünkü sevgi benim içimde.
- Ben oğlumun beni tamladığını düşünmeyi bırakıyorum, ben kendi içimde zaten tam ve bütünüm.
- Ben oğlumun başarılarından güç almayı bırakıyorum, ben içimdeki sevgiyle güçlüyüm.
- Benim hayatta kalmak için güce ihtiyacım yok.
Bu annelik konusunda daha çok fırın ekmek yemeliyim, çooooookkkk
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder