6 Ekim 2015 Salı

Haklı ya da Haksız

Artvin
Bazen öyle bir an geliyor... Yaşadıklarım karşısında bir "tarafsızlık" hissi hakim oluyor bedenime... Beni birinci dereceden etkileyen olaylar konusunda dahi kendimi haklı ya da haksız hissetmiyorum o zamanlarda... Haklı ya da haksız hissetmediğim için de hırslı ya da hınçlı da hissetmiyorum. Bu gibi anlarda en önemli hissim üzgünlük oluyor, yine de bu üzgünlüğün bile yöneldiği bir kişi değil de yaşanan bir olay gibi... Objesi, nesnesi olmayan bir üzgünlük... Sertab'ın şarkısında söylediği gibi "sadece çok üzgünüm, dargın değilim."

Fark ediyorum ki, bir olaya taraf olduğum zaman, işin içine girdiğim zaman, kendimi haklı ya da haksız hissettiğim zaman, geçmişle (olan ile) daha çok hesaplaşma içine giriyorum, sanki farklı davransaymışım sonucu değiştirebilirmişim gibi...

Kendimi haklı hissediyorsam, kafamda 3. şahıslarla bir kavga, şöyle deseydim, böyle yapsaydım...

Kendimi haksız hissediyorsam bu defa kavgam kendimle... Hani meşhur kelime var ya: Proaktif olmak...

Oysa bu tarafsız hissettiğim ANlarda, görebiliyorum ki, olAN bağıra bağıra "geliyorum" demiş olsa bile yapacak bir şey yok. YaşANan yaşanmak zorunda, öyle çünkü...

İşte böyle durumlarda geçmişi değil ANı hissedebiliyorum... Sanki... O zaman da yaşadığım ANın hakkını verebilerek üzülüyorum, çünkü başka türlü olamayacağını biliyorum sanki... Biliyorum ki, olAN her şey bütünün hayrınadır... Öyle olmasa zaten öyle olmasına izin verilmezdi...

Yaşanması gereken yaşanıyorsa eğer, hakkını vererek yaşanmalı... Acısı, üzüntüsü hissedilmeli... OLAN ile kavga etmek bizi bir yere götürmüyor çünkü... YaşANmalı...


2 yorum:

  1. Yüreğine sağlık canım inan yazıyı ben yazsam çok farklı olmazdı diye düşündürdün :))) sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim... Okunmak, anlaşılmak ne güzel... :)

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...