İnsanlar kendilerini akışa bıraktıklarında karşılarına onlara en iyi gelecek fırsatlar çıkabiliyor. Son yağmurlar bana bunu düşündürdü. Ne alakası mı var? Şöyle: Biz yıllar süren profesyonel kariyerimizi bırakıp çiftçiliğe başladık 3 yıl önce.
İnsanlar, hele şehir insanları, hele plaza insanları herşeyi kontrol edebileceklerine inanır. Pek çok suçlanmanın ardında da bu inanç vardır.
- Yeterince iyi olsaydım,
- Bunları öngörebilseydim,
- Proaktif olabilseydim
bunlar olmazdı... Çağımız stresinin kökeninde yatan budur bence.
Oysa çok değişkenli bir dünyada yaşıyoruz. Herşeyi öngöremez, kontrol edemezsiniz. Bu bir illuzyon.
Annelik bile beni bu kontrol manyaklığından kurtarmaya yetmedi.
- Acaba üstünü daha kalın giydirseydim,
- Bugün okula göndermeseydim,
- Bir mandalina yedirebilseydim,
- Zamanında yatması için daha fazla ısrar etseydim
böyle olmaz mıydı?
Sürekli bu sorular dolanıyor aklımda..
Ancak insanın herşeyi kontrol edemeyeceğini öğrenebileceği en iyi yer DOĞA.
Doğa'ya ancak kısmen hükmedebilirsiniz, o da paralar dökerek. Kuraklık varsa su bulabilirsiniz, sel varsa set yapabilirsiniz, böcekleri ilaçlayabilirsiniz. Ama karşılığı çok fazla olabilir, hem maddi hem de manevi olarak.
Doğa bize teslimiyeti ve tevekkülü öğretir. Biz plaza kaçkınları, ona hükmetmek için tedbirler almaya çalışıp duruyoruz. Bu sene sulama, seneye budama, elimizden geldiği kadar. Oysa doğa bize hiç bilmediğimiz birşeyi öğretmeye çalışıyor: TESLİMİYETi ve KABULü.
Bunları öğrenmeye hazır mıyız? Bilemiyorum, ancak iyi bildiğim şey, bunları öğrenmek için en uygun yerde olduğumuz...
Ben akışa teslimim.
Ben herşeyi kontrol edemeyeceğimi kabul ediyorum.
Ben evrenin bana sunduklarını kabule hazırım.
feyz alıyorum,
YanıtlaSilidil
Şahane tatlım;
YanıtlaSilEn kısa zamanda bu dersi tamamlamanı diliyorum, bütün kalbimle :)
ZSG