Bu temel ihtiyacı yakalayan kurum ve gruplar başarılı olabilirler. Günümüzün mecrası Facebook da bu temel ihtiyaca hizmet eden gruplar baskın olabiliyor. Mesela okul grupları ya da "İddia ediyorum ... konusunda destek veren 1.000.000 kişi bulabilirim." grupları ya da "... beğenenler..."
Hemen elimiz gidiveriyor, okuldaşlarımızla beraber (!) olmak için basıveriyoruz o tuşlara ya da semt komşularımızla... Ne geçiyor elimize? Buluşup 2 kelam ediyor muyuz? ya da bir destek veriyor muyuz belli bir davaya? Sadece bir tuşa basıyoruz işte... Odamızdan, güvenli ortamımızdan çıkmadan, popomuzu kaldırmadan "ait" oluveriyoruz.
Birlikten kuvvet doğar.
İşte, bir güç alma kaynağı daha...
Ben zaten tam olduğum halimle güçlüyüm.
Ben güçsüz olmasam da değerliyim.
"Ben bir grupla birlikte bütünüm" hissi de alıyorum bu aidiyetin altında.
Oysa ben tam olduğum halimle tam ve bütünüm.
Benim tam olmak için bir gruba ihtiyacım yok.
Ben zaten tamım.
Peki ya var olmak? Grup varsa ben de varım, grup ne kadar büyükse o kadar varım?
Ben her halimle varım.
Peki yok olmayı nereden biliyorum?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder