6 Mayıs 2009 Çarşamba
istikrar
Özünde kaya gibi, dağ gibi durmak... Ancak bir bakıyorsunuz, koskoca dağlar bile etkileniyor dalgalardan, oyuluyor zaman içinde... Yine de ben hayatta karşılaştığım etkiler karşısında kolay şekillenen biri olmasam diyorum kendi kendime...
Tamam, rüzgar gülü gibi rüzgarın estiği yerden söylemiyorum belki türkümü, ama özellikle önem verdiğim insanların görüşlerinden, olumlu-olumsuz yargılarından çok etkileniyorum.
Önyargı konusunda yazmıştım daha önce... Bir de ilk intiba var. Bir insanla karşılaşmadan önce onunla ilgili duyduklarınız, o kişi ile ilgili ilk intibanızı da çok etkiliyor, ya da benimkini etkiler en azından. Şimdi dönüp geçmişi incelediğimde, bakıyorum da en yakın arkadaşlarımdan ikisinin berbat bir ilk intibaları vardı üstümde...
Bazen kızıyorum kendime, birileri hakkında ne denmiş olursa olsun, insan 0'dan başlamalı yargı üretmeye en azından...Bir şans vermeli... Eh, ben vermişim ki o iki insan yakın arkadaşlarım olmuşlar. Buna da şükür.
Gelelim istikrara.
Çocuk eğitiminde çok önemli mesela.
İzin vermediğiniz şeye vermeyeceksiniz, verdiğiniz şeye de sonradan kızmayacaksınız en azından. Çok basit.
Ama öyle olmuyor işte... Bazı anlarda keyfiniz o kadar yerinde oluyor ki, tutup da laf söylemek istemiyorsunuz. Tam tersi, bazen de sadece başında durmaya sabrınız, vaktiniz olmadığı için son derece zararsız bir isteği reddedebiliyorsunuz. İşte en büyük kıyamet de orada kopuyor.
Ama en çok kaprislere karşı isterdim istikrarlı bir tavır takınmayı. Bilmelerini isterdim "Bahar buna pabuç bırakmaz." Yapamıyorum. Bir an bakıyorsunuz umursamaz bir tavırdayım, bir süre sonra yaltaklanma modunda, sonra üzülme, acıma, çeşit çeşit... Böyle olunca dengesizin dengesi, terazinin kefesi şaşıyor...
Ne yapalım koca dağlar bile duramıyor dalganın karşısında... Benim de kafam karışık bu gece. Bu yazı da böyle oluversin.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder