Pek çok spiritüel öğreti bize hayallerimizi nasıl gerçekleştirebileceğimiz konusunda egzersizler öneriyor. Imajinasyon (gözönünde canlandırma), yazmak, çizmek, dua etmek, akışa bırakmak... Sayısız benzer yöntem... Ya da çeşitli inanışların dilek dileme yerleri/ yöntemleri var. Pasta mumu üflemekten, ağaca çaput bağlamaya, Meryem Ana'ya mum yakmaya kadar...
Ben bu çalışmalarda her zaman zorlanmışımdır.
Şimdiye kadar bunun nedenini şunlara bağlardım:
- Yaşadığım hayattan/ andan memnunum, aklıma dileyecek daha fazla birşey gelmiyor
- Benim için en hayırlı olanı, evrenin büyük planını nasıl bilebilirim ki
Bugün artık bu nedenlere bir yenisi daha eklendi, sınırlarım.
Evet, ne kadar dar çerçevelerde düşündüğümü farkettirdi bana bu son seyahat:
- Oraya gidemem, oraya zaten gidilemez.
- Param yetmez.
- Uzak
Evet, bir hayal ülkesi kadar uzak bazı şeyler bana. O nedenle o kadar bastırmışım ki kendimi. Sadece genelin gittiği yerler gidilebilir, genelin istediği şeyler (ev, para, araba vb.) dilenebilir. Onları istemiyorsam, dilenecek birşey de yoktur. Bu kadar sınırlıymışım meğer hayallerimde. Sadece beynimde değil, kalbimde de sınırlar olduğunu farkettim.
Ben sınırlarımı bırakmaya niyet ettim.
Hayallerimi sınırlamayı bugüm bırakıyorum.
Zihnimi olduğu kadar beynimi de serbest bırakıyorum.
çare sizsiniz ya da çaresizsiniz
YanıtlaSil