Bazı meslekler vardır, müşterileri müdavim olurlar. Kuaförler mesela. Genel olarak birini seversiniz ve hep orada yaptırırsınız saçlarınızı, ya da restaurantların bazıları, cafeler... Sürekli gidersiniz ve sizi tanırlar, yalnız gitseniz eşinizi çocuklarınızı sorarlar. Bu tanıdıklık sizi o mekana bağlar bir yandan da...
Bir de bunun tam tersi vardır. Devamda kusur (!) edersiniz bazen. Aylarca uğramazsınız, ya da aldatırsınız bu yeri (kişiyi) tabir caizse. Saçınızı başka bir kuaföre kestirirsiniz bir defalığına...
Sonra işte o yüzleşme anı çatar. Aylardır uğramadığınız cafeye gidersiniz, ya da kuaförünüze tekrar.
Ayrım benim için işte tam o anda başlar. Kimi yerler vardır, hiç ayrılmamışsınız gibi karşılar sizi. Sanki dün çıkmışsınızdır o dükkandan. Aynı mutluluk verici tanıdıklık hissi, sıcak bir geridönüş sarmalar sizi.
Bazen de buz gibi bir sitem... "Saçını da başka yerde kestirmişsin, berbat olmuş." şeklinde çamur atmalarla bile karşılaşılır zaman zaman.
İşte kimi zaman sadece bu yüzleşme anından kaçmak için bile gitmek istemezsiniz aşina olduğunuz o dükkana bir daha, o cafenin önünden bile geçmek istemezsiniz.
Çok tanıdık hisler değil mi?
Ticari hayatta güleryüz ve sıcaklık esastır, hele de böyle entim ilişkileri olan işlerde.
Ama özel hayatımızda da farklı değil aslında.
Yakınlarınızı, dostlarınızı kimi zaman aylarca aramazsınız, bir türlü denk gelmez. Sonra bir gün aradığınızda, aynı sıcaklığı, dostluğu seslerinde duymak ne güzeldir...
Sanki hiç ayrılmamış, daha dün konuşmuşsunuz gibi, kaldığınız yerden...
Ayrılllllmamm, ayrııllaaaamam ben sendeeeeeen. Böyle yazınca hangi şarkı olduğunu anladın değil mi Baharcım :)
YanıtlaSil