18 Ağustos 2010 Çarşamba

Dürüstlük

"Zafere giden her yok mübahtır." Ahlaki açıdan tartışılsa da uygulamada "zararsız" olan halleri hep kabul gören bir teoridir. Yani yarışı kazanmak için rakibimize çelme takmayız ya da bunu ahlaki açıdan yanlış buluruz, ama arkadaşlarımızla yemeğe çıkacakken oğlumuza "işe gidiyorum" demekte bir terslik olduğunu düşünmeyiz.

İlk gençlik yıllarımda aileme "Arkadaşlarla, Tuğba'nın doğum gününü kutlamak için yemeğe çıkacağız." demek yerine "Arkadaşlar bu akşam içmeye gidiyor, ben de gidebilir miyim?" dediğim için hiçbir yere gidemedim üniversite arkadaşlarımla... Oysa ne kadar da "zararsız" bir yalan, değil miydi? Ya da çocuğun okulunu bahane etmek yerine "canım köye gitmek istemiyor" dediğim için eşimle çok tartıştık. Halbuki, ailede tatsızlık olmadan çözmüyor mu sorunu "çocuğun okulu"?

Hep kendimde bir eksikli mi bu diye düşünüyordum. Politikadan yoksun mu doğdum acaba ben?

Dün sevgili dostum Ebru ile sohbet ederken konu açıldı. Güzel bir bakış açısı aktardı Ebru bana... Sanırım Doğan Cüceloğlu'ndan bir alıntı. Aklımda kaldığı kadarı ile aktarmaya çalışacağım. A ile B'nin olduğu bir ortamda, A'nın B'ye hediye ettiği bir kolye olduğunu biliyorsunuz ve çok da beğenmemenize rağmen B'ye "Ne güzel bir kolyen var, çok zevkli bir almış olmalı" diyorsunuz. Burada hem A'ya hem de B'ye yalan söylemiş oluyoruz, onlara yaranma amacı ile belki de... Ama orada 3. bir kişi daha var, ciddi şekilde yalan söylediğimiz: KENDİMİZ.

A veya B ile bir daha karşılaşmayabiliriz belki de, ama 0 3. kişi var ya, onunla ölene kadar birlikte yaşayacağız ve ölene kadar onun bir YALANCI olduğunu bileceğiz içten içe... Ama dışlanma korkusuyla, ama kabul edilme arzusuyla...

İşte içinde oturmayan taş bu örnekle oturdu... Yazının başındaki durumlarda da, aslında ben izin istemiyorum, saygı istiyorum... Arkadaşlarımla olma arzuma ya da köye gitmeme arzuma karşı saygı istiyorum. Saygıyı kazanmanın tek yolu var: Önce kendine saygı duymak... Sanırım bu yol da dürüstlükten geçiyor...

Hemen içimde şu zihni yakaladım: Zor ve taşlı bir yol...
Ben dürüstlüğü zor bir yol olarak görmeyi bırakıyorum, şu anda ve sonsuza kadar, tüm zaman, mekan ve boyutlarda...
Ben dürüstlük yolunda kolaylıkla yürüyorum.
Ben kendime karşı dürüst olmayı seçiyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...