18 Nisan 2009 Cumartesi

cinsiyet meselesi

İnsan kendinde olmayanı tanıyamaz... Kendi yapmadığını bilemez... Çok iddialı bir laf, ama doğruluk payı olmalı... Nil Avunduk*, bir seminerinde bu konuyu şöyle açıklamıştı... Eğer ingilizce bilmiyorsanız, yanınızda biri ingilizce konuşurken, "aaa, ingilizce konuşuyor." diyemezsiniz... Biraz olsun aşina olmanız lazım yani, tanı koyabilmek için...

Ben etrafıma baktığım zaman, bol bol cinsiyet ayrımcılığı görüyorum. Herşeyden önce rol bölüşümleri var... Kadın yemek yapar, temizlik yapar, erkek tamirat yapar, araba ile ilgilenir falan filan... Kendimizi içine soktuğumuz rollerden şikayetçi olabiliriz, ama rol varsa ayrımcılık da vardır...

Benim çevremde duyarak yetiştiğim bazı paradigmalar:
  • Kız çocuklar daha çalışkan olur

  • Erkek çocuk, anneye daha düşkündür

  • Erkekler ağlamaz

  • Yuvayı dişi kuş yapar

  • Çocuk da yaparım, kariyer de... (hiç bunu diyen erkek gördünüz mü?)

  • Cennet annelerin ayağı altındadır

  • Erkek adamın erkek çocuğu olur

  • Kız çocuk anneye daha yakın olur

  • Kadının yeri kocasının yanıdır
Bunlar en basitleri, ama bu inançları duyarak, tekrarlayarak yetişiyoruz.

Oğluma masal okurken farkettim bir de... Hep kötü kalpli cadılar ve iyi kalpli prensesler var da... Erkeklerin rolü çok daha basit masallarda... Erkek ya yakışıklı prenstir (iyi ya da kötü olduğu belli değil) ya da basiretsiz kral/ baba (pamuk prensesin ya da kül kedisinin babası gibi). Masallarda kötü kalpli, hinlik düşünen bir erkek yoktur... Hatta aslında erkeklere başrol bile verilmemiştir klasik masallarda... Araştırmak lazım ilk günaha bir gönderme olabilir tabii...

Kendimde ne çeşit ayrımcılık notları var, bunları da sorgulamam lazım:
  • Çocuğu anne yetiştirir, baba çocukla zaman geçirir

  • Kadının yükselmesi ve iyi maaş alması, erkeğinkinden zordur

  • Modern kadın ev işlerine daha uzaktır (bu da rollerin yıkılması yönünde zayıf bir paradigma)

  • Kadınlar birbirlerini çekemez, araya kıskançlık girer

  • Rahat bir hayat yaşamak için erkeğin iyi bir geliri olması lazım (ben kazanamıyorum ya)

  • İyi bir evlilik için kadının fedakarlık yapması gerekir

  • İyi bir evlilik için kadın kocasını "çaktırmadan" idare etmelidir (becerikli kadınlar, sizi saygı ile anıyorum burada)

  • Yalnız, boşanmış kadınlar araba kullanmaya daha düşkündür (onları taşıyacak bir kocaları yok ya... Bak sen derinlerdeki şu saçma kayıtlara)
Bakar mısınız, daha ben kendi içimde bu kadar saçma kayıtla yaşarken etrafımda cinsiyet ayrımcılığı olmasın da ne olsun...

Ben cinsiyet ayrımı yapmayı bırakıyorum.

Ben yaratılanların eşit olduğunu, bir olduğunu kabul ediyorum.

Ben herkesle birim.

"Kadın olduğum için hayatım daha zor olacak" zihnimi iptal ediyorum.

"Kadın olduğum için erkeklerden daha fazla sorumluluğum var" zihnimi iptal ediyorum.

Ben kendimi kadın olduğum halimle seviyor ve kabul ediyorum.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...