1 Haziran 2009 Pazartesi

Hoşgörü


Hoşgörü nedir, uzun süredir arıyorum içimde. Tarafsız, kendimi de içine alan bir tanım bulabilmek için. Aklıma ilk gelen empati gibi birşey. Yani karşınızda hoşunuza gitmeyen birşey gördüğünğünüzde bunun daha önce sizin de başınıza geldiğini ya da ilerde gelebileceğini hatırlamak. Bazen işe yarıyor, özellikle çocuklar ve gençler ile ilgili konularda.
Sanki o kadar uzun zaman önce olmuş ki, çocukken ne yaptığımızı, neden yaptığımızı, ne hissettiğimizi tamamen unutmuşuz bazı konularda.
Oğlum yaramazlık yapıyor. Ben de ona kızıyorum. Oysa ben çocukken ne kadar çok canım sıkılırdı. Patlardım sıkıntıdan. Eh, benim oğlum sıkıntıya çözüm bulmuş tencere dolabını karıştırıyor. Ne ala. Geçen gün (delirmeden) izin verdim, bıkana kadar oynadı. Bir geldim ki, herşey toplamış, yerleştirmiş. Sanırım bu da benim hoşgörümün ödülü oldu.
Gençlik ise apayrı bir konu. Orada çıldırtan hormonlar devrede. AŞK, engel tanımayan, sınırları olmayan, insanın içini yakan AŞK. Geceleri uyutmayan, sürekli telefonda bile anlatma ihtiyacı duyduğumuz onsuz olamama hali, hiç bitmeyecekmiş gibi görünen yürek sızlamaları. Kapı arkalarında öpüşmeler, sinemada el tutuşmalar. Nasıl da unuttuk bunları.
Bu kadar hormon yüklemesi ile insan ancak DELİ - KANLI olabilir zaten :)
Orson Wells'in meşhur şarkısı gibi olabilsek keşke: I know what it is to be young - Ben genç olmanın ne demek olduğunu biliyorum.
Bunlar tamam, bunları genelde kendime hatırlatabiliyorum. Yine de bir adım ötesi, yani gelecekte benim başıma gelebilir kısmında zayıf kaldığımı itiraf etmeliyim.
Bir de kızdığım zaman insanın elinde olan şeylerle olmayan şeyleri birbirine karıştırıyorum. Diyelim ki kaba konuşuyor, düşüncesiz diye birine kızmışken, aynı zamanda unutkanlığına da sinir oluyorum. Oysa ki unutkanlık yaşından geliyor veya hastalıktan. Bu ikisini nasıl ayıracağım birbirinden bilemiyorum. Kızgınlığı yönlendirmemek bir meziyet sanırım.
Yaradılanı severim yaradandan ötürü demiş Yunus Emre. Bu mertebeye gelene kadar, bu AŞK'a erene kadar ne kadar hoşgörüsüzlük edeceğiz, kim bilir?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...