Neden acaba?
Onları benim için erişilmez kılan nedir?
- Asil duruşları mı?
- Vakur bir gülümseme altında kabullenişleri mi?
- Sükunetleri, asla beklenmeyen birşey yapmayacakmış gibi duruşları mı?
Evet, imrendim, ama gerçekten onlar gibi olmak istemedim mi? Neler yatıyor bunun altında?
- Benim sürekli bakımlı olmaya ayıracak zamanım yok.
- Sadece zengin züppeler böyle giyinir.
- Bu vakur kabullenişin altında genellikle kırık bir kalp vardır.
Evet, çok enteresan, ama ben galiba inciyi hep aldatılan kadının sembolü yapmışım, bunu asaletle, kırık bir gülümseme ile kabul eden incinmiş bir kadının sembolü...
Kim bilir, belki de çocukluğumun siyah-beyaz filmleridir böyle düşünmeme sebep...
Ben artık inciyi serbest bırakıyorum.
Ben inciyi affediyorum.
Ben incili kadınların daha kırılgan oldukları inancımı iptal ediyorum.
Ben inciyi sevgiyle kabul ediyorum, diğer aksesuarlarla bir ediyorum...
Ben aldatılan kadınlara acımayı bırakıyorum. (burayı deşmeye devam etmem lazım, bir incinin altında neler saklıymış meğer)
Sevgiyle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder