Bisküvileri, çikolataları yiyin ki mutlu olun... Birey olarak giyerek ya da aksesuar kullanarak "biri" olduğumuz dayatmasının (marka/ moda vb.) çoktan farkındayız da, yiyerek mutlu olmak kısmına bilincimiz henüz pek "ay"madı. Oysa gıda reklamcıları bunu bir süredir kullanıyor: "İmaj hiçbir şeydir, susuzluk herşey."
Her neyse, yazmak istediğim konu reklam psikolojisi değil, yeme güdüsü.
İnsanlar sürekli, pekçok yerde, mutluluğu arıyorlar; içlerinde hissetmedikleri mutluluğu ve sevgiyi arıyorlar.
Yiyerek mutluluğu bulmak da bilinçsizce kullanılan yöntemlerden biri. Birşeyle tamlanma ihtiyacının şiirsel bir şölenle sergilenişi. Mutluluk kaynağını içine almanın oral yolu.
Yemek, bir bütünleşme anı... Sanırım asıl mutluluğun, çoktandır aradığımız huzurun içimizde olduğunu görebilsek, içimizdeki sevgiyi hissedebilsek, şu anda yediğimizin onda biri ile yaşamımızı sürdürebilirdik.
Ben olduğum halimle tam ve bütünüm.
Benim dışardan birşey yiyerek tamlanmaya ihtiyacım yok.
Ben mutluluğun dıştan değil, içerden geldiğini kabul ediyorum.
Ben içimdeki sevgiyi görmeye niyet ettim.
Ben zaten mutluyum, ben zaten tamım, ben zaten sevgiyim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder