18 Eylül 2011 Pazar

İşler ve Boş Zaman

Eskiden bize insanın zamanının ikiye ayrıldığını öğrettiler, işler ve boş zamanlar. En popüler sorulardan biri "Boş zamanlarınızda ne yapmaktan hoşlanırsınız?"dı mesela. Biz de kendimize boş zamanlarımızda ne yapmamız gerektiğini sorardık, anket defterlerini doldururken, öz geçmiş yazarken, kendimizi tanıtacağımız konuşmalarda.

Gündelik yaşam içinde keyif almaya yer yoktu, sadece vazifeler vardı, istemediğimiz, ama yapmak zorunda olduklarımız vardı. Okula gitmek mesela, ders çalışmak, daha sonra işe gitmek, evi temizlemek, yemek pişirmek, hayatta yaptığımız her şey...

Fark ettim ki, benim tüm bu işleri telaş içinde yaparken tek bir amacım varmış, bir an evvel bitirip boş zamanıma kavuşmak, çünkü öyle kodlamışım kendime: Sadece boş zamanlarımda keyif alabilirim.

Oysa bugün anlıyorum ki, keyif aldığım şeyler için vakit yaratmaya çabalamam gerekmiyor, onlar kendilerine zaman açıyorlar zaten hayatımın içinde. Yazı yazmak gibi. Benim için bir disiplin meselesi, bir vakit ayırma meselesi değil yazı yazmak. Beynimde gelişen, olgunlaşan, kendini kelimelere döken bir çağlayan. Vakti geldiğinde oturuyorum ve yazıyorum. İçimde tutamıyorum zaten.

Daha komiği çamaşır yıkamayı ve asmayı seviyorum. Bu nedenle sürekli çarşafları değiştiriyor, kıyafeteleri kontrol ediyor, kendime yıkanacak çamaşır çıkartıyorum canım sıkıldığında.

Demek ki, hayattan keyif almak için boş zaman yaratmam gerekmiyor. İşlerimi koşarcasına devirip "eee, şimdi ne yapacağım?" sorusu ile karşılaşmam, bu nedenle de keyif almadan ezberlenmiş boş zaman aktivitelerini tekrarlamam gerekmiyor. Sadece sevdiğimi yapmam ve yaptığımı sevmem yeterli hayattan keyif almak için.

Ben artık hayatımı ikiye ayırmaktan vazgeçmeye niyet ettim. Benim tüm hayatım keyif aldığım AN'lardan oluşmalı. Seviyorsam, istiyorsam, içimden geliyorsa, işte o AN dolu zamandır benim için, boş değil.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...